Berlin gezi rehberi

ozgurozturknet
23 min readApr 24, 2016

--

Vay be Berlin’e taşınalı bir seneden fazla olmuş. Zaman çok hızlı ilerliyor, göz açıp kapayıncaya kadar Mayıs’a geldik neredeyse. Bahar kendini iyicene göstermeye başladı. Toprak canlanıyor, hava Isınıyor derken yavaş yavaş tatil sezonu geldi çattı. Madem tatil sezonuna giriyoruz bende sizlere bir kıyak geçip kısa süreli tatiller için biçilmiş kaftan olan Berlin’den bahsetmek istiyorum.

Dediğim gibi Berlin’e yeni taşındım ve taşındığımdan beri Türkiye’den bir çok ziyaretçim oldu. Eşimle birlikte, ziyaret için gelen arkadaşlarımıza şehri gezdirmek en sevdiğimiz aktivitelerden biri oldu. Ben yeni bir Berlin’li olarak şehri keşfediyor hemde arkadaşlarıma şehri gezdirmiş oluyorum. Çok eğlenceli bir aktivite oluyor. İşte bu eş doz gezdirme seansları sonunda otomatikman bir güzergah oluştu. Hemen hemen tüm tanıdıklara bu güzergahı takip ederek şehrin tüm önemli yerlerini göstermiş oluyoruz. Bu otomatik oluşmuş rotadan yola çıkarak bugün sizlere 2 günlük Berlin Gezi rehberi hazırlamak istiyorum. Eşimle birlikte fırsat buldukça bir sürü başka şehri keşfetmeye çalışıyoruz. Haftasonları 2 günlük geziler yapıyor ve öncesinde aynen bugüne size hazırlayacağım gibi gezi rehberleri araştırıyorum. Kısıtlı zamanda en verimli şekilde şehri keşfedebileceğimiz rehberler bulmaya çalışıyorsak da bugüne kadar tam kendi istediğim tarzda bir rehber bulamadım. O nedenle en azında yaşadığımız yer için bunu ben hazırlayayım dedim. Özetle sizlere Cuma gününden gelip Pazar ya da Pazartesi dönebileceğiniz ve 2 gün boyunca Berlin’deki önemli yerlerin bir çoğunu görebileceğiniz bir rota çizip genel olarak neler yapabileceğinizi anlatmak istiyorum. Dediğim gibi benim anlatacaklarım bir hafta sonluk tur için. Haydi başlayalım o zaman.

Ne zaman gidilir?

Bu aslında zor bir soru. Berlin her mevsimde ziyaret edilebilecek bir şehir olsa da Kasım ile Nisan arası gelmenizi tavsiye etmiyorum. Hem soğuk olduğundan yürüyüş yapmanız zor olacak hemde park bahçe gibi nimetlerden mevsim dolayısıyla tam faydalanamayacaksınız. Ama Christmas dönemi bir istisna olabilir. Şehir o dönemde acayip renkli ve bir çok kermes v.s ile canlı oluyor. Yine de bana tek bir alternatif söyle derseniz bu kesinlikle Mayıs-Haziran dönemi olur. Hem tam tatil sezonu olmadığından uçak biletleri nispeten ucuz oluyor hemde baharı doya doya yaşayabiliyorsunuz.

Nasıl gidilir?

Şu anda Türkiye’nin 3 büyük havayolu şirketi Thy, Pegasus ve Onurair direk İstanbul’dan seferler düzenliyor. Thy günde 3 sefer Atatürk Havalimanından, 2 sefer de Sabiha Gökçen Havalimanından Berlin Tegel Havalimanına uçarken, Pegasus günde 2 sefer Sabiha Gökçen’den Berlin Schönefeld havalimanına sefer düzenliyor. Onur Air ise günde bir defa Atatürk Havalimanı-Tegel uçuçlarına sahip. Tatil sezonuna yakın Ankara’dan da Lutfhansa ve Thy direk uçuş yapıyor hatta Antalya filan uçuşları da oluyor ama kısıtlı. En mantıklı ve uygun seçenek İstanbul’dan gelmek.

Benim size önereceğim Tur için en uygun seçenek Cuma günü Pegasus’un saat 12:10 uçuşuyla Berlin’e gelip Pazar geceyarısından sonra 01:40 uçuşuyla geri dönmeniz olabilir. Tabiki de ben bunu bu yazıda kurguladığım 2 günlük hafta sonu formatı için diyorum. Uçuşu bulmak size kalmış.

Nerede kalınır?

2 alternatifiniz var doğal olarak. Ya otelde kalacaksınız ya da Airbnb ile bir oda kiralayacaksınız. Öncelikle bulacağınız alternatifin Mitte’de olmasına özen gösterin böylece şehrin merkezinde bulunursunuz. Ben uygun bir alternatif olarak http://www.motel-one.com/en/hotels/berlin/hotel-berlin-mitte/ önerebilirim. Oda bulabilirseniz kaliteli ve merkezi bir oteldir. Hemen önünde metro var filan. Ama buna çok takılmayın derim. Berlin ulaşım bakımından aşmış bir şehir. Aşırı şehir dışına çıkmadığınız sürece her yere Metro, Tramway, Otobüs v.s ile çok kolay ulaşabileceksiniz. Bir diğer önerebileceğim otel Ramada Berlin olabilir. Berlin Almanya’nın baş kenti ve Avrupa’nın en çok turist alan yerlerinden biri olduğu için maalesef oteller dolu ve çok uygun fiyatlı değil. 2 gecelik 1 Oda 2 Yatak bir konaklama 150–200€ arasına patlayacaktır. Bu nedenle eğer daha önceden Airbnb tecrübeniz varsa Airbnb’den çok daha uygun alternatifler bulabilirsiniz.

Nasıl gezilir?

Öncelikle benim planladığım tur güzergahının büyük kısmı yaya olarak gezilmek üzere. Fakat şehre indiğinizden itibaren bir çok kez toplu taşıma kullanmak zorunda kalacaksınız. Berlin toplu taşıma sistemi konusunda aşmış bir şehir. Şehrin tamamı U-bahn denilen metro ve S-Bahn denilen banliyo hatlarıyla donatılmış durumda. Ayrıca bir çok güzergah da otobüs ve tramwayla ara hatlardan birbirine bağlanmış. İşin komik yanı metro, banliyö ve tram girişlerinde bilet kontrolü için bir mekanizma yok. Yani hop istasyona girip ilk gelen metroya binebiliyorsunuz. Her hangi bir sürekli kontrol durumu yok. O nedenle yakalanmadan bedavadan gezebilirsiniz. Tabiki yakalanırsanız 100 euro gibi bir ceza ödemeyi göze alırsanız. Bunu kesinlikle yapmayın çünkü sık olmasa da arada bilet kontrolcüleri geziyor ve rezil olduğunuzla kalır bir de faiş bir ceza ödersiniz. Bunun yerine biletinizi alın. Bilet almak için metro istasyonlarında ve havalimanı gibi önemli yerlerde üzerinde BVG yazan sarı otomatlar göreceksiniz. Türkçe dil seçeneği de olan otomatlardan seçeceğiniz kategori olarak AB en uygun olacaktır. AB kategorisi şehrin merkez kısmını ve çevre ilçelerin büyük kısmını kapsıyor o nedenle AB alın. Ayrıca aldığınız biletin metro, banliyö, tramway ve otobüs için geçerli olduğunu da unutmayın. Peki ne kadar bu biletler. Berlin’de en pahalı şeylerden bir tanesi ulaşım. Eğer tek yön bir bilet alırsanız 2.7 € ödersiniz. Bunun yerine tüm gün “Gece saat 03'e kadar” geçerli olan günlük bilet almanızı tavsiye ederim. Fiyatı 7€. 3 gün için kişi başı 21€ ödemiş olacaksınz.

Ya da bir başka alternatif olarak Berlin Welcome Card alabilirsiniz. Bu turistlere yönelik bir kart. 3 günlük fiyatı 29€ olan kart 3 gün boyunca tüm toplu taşımayı kullanmanızı sağlıyor. Ayrıca bunun yanında yaklaşık 190 ayrı yerde “müze v.b.” % 25 indirim sağlayabiliyorsunuz. Eğer birazdan anlatacağım bu tarz yerlere girmeyi düşünüyorsanız giriş ücretinde indirim sağlayarak daha ekonomik bir gezi yapmış olursunuz. Bu kartın bir üst versiyonu ise “3 günlük fiyatı 44 € “ Müze adasındaki müzelere ek ücret ödemeden giriş yapmanızı sağlıyor.Kısacası eğer müze gezmeyi planlıyorsanız en uygun alternatif bu kart. Eğer müze gezmek istemezseniz o zaman her gün için günlük 7€’luk biletten alın.

Bunun dışında günlük 10 €’ya şehir merkezinden bisiklet kiralayabilirsiniz. Berlin bisikletin yoğun kullanıldığı bir kent ve zevk alarak gezebilirsiniz Ama kendi adıma konuşursam toplu taşıma ve yaya gitme alternatiflerini tercih ederdim.

Son olarak Berlin Tegel havalimanından şehir merkezine ortalama 45 dakika, Schönefeld havalimanından ise 1 saat 10 dakika gibi bir sürede toplu taşımayla ulaşabiliyorsunuz.

Ne giyilir?

Berlin havası biraz nane molla. Eğer kışın gelecekseniz kesinlikle sert bir havaya hazır olun ona göre gelin. İlk bahar ve son bahar aylarında da çok sıcak bir hava beklemeyin. Misal Mayıs geldi hala gündüz 10–16 arası gece 0–6 derece arası havalar devam ediyor. Bunu göz önüne alıp yağmura da hazırlıklı olun.

Ne yenir?

Uzun uzun yazacak bir konu yok burada. Sadece şunu bilin yeter. Alman yemek kültürü diye birşey yok arkadaşlar. Bu geziniz bir gurme gezisi olmayacak. O nedenle en temizinden Türk yerlerine doğru yönelip damak tadınızı bozmayın :) Daha önceki yazılarda belirttiğim gibi Berlin 200bin Türk barındıran bir şehir. Bu nedenle adım başı dönercisinden Türk lokantasına herşey var. Daracık imbiss diye adlandırılan büfe gibi yerleri tercih etmeyin ama kalan Türk mekanları genelde ortalama. İlla bir yer söyle derseniz Kreuzberg’de Hasır ünlü bir Türk lokantası. Güzel bir akşam yemeği yemek isterseniz önerebilirim. Şimdi bir başka durumdan bahsedeceğim. Berlin döneri diye bir olay var arkadaşlar. Ben sevmiyorum ama çoğu insan buna bayılıyor. Bizim yaprak dönerin aynısı aslında. Sadece için sarımsaklı acılı filan sos katıyorlar ekstradan. Gelmişken deneyin derim. Çok seveni var, her ne kadar ben alışamasam da.

İlla Alman birşeyler yemek ister ve domuz eti sorun değilse Curry Wurst bulabileceğiniz en önemli Alman yemeği. Adından da anlaşılacağı gibi körili sosis. Adım başı CurryWurst yapan yer var. Checkpoint Charlie yanında bulunan bir CurryWurst dükkanını tavsiye edebilirim. Sahibi ve çalışanlar Türk. Zaten herkes Türk bu şehirde :) Ayrıca bir diğer tatmak isteyebileceğiniz lezzet Alman simiti yani bretzel ya da pretzel olabilir. 1 euro’ya her yerden temin edebilirsiniz.

Bunun dışında hassas bir bünyeye sahip ve dışarıda yemek yiyemeyenlerdenseniz bizdeki Bim marketlerin karşılığı olan Lidl, Aldi ve Rewe her köşe başında var. Abanın peynir ekmeğe ucuzundan. Yok illa Türk olsun derseniz 500 mt’de bir Türk marketine kesin rastlarsınız.

Son olarak Mustafa Gemüse Kebap diye bir gerçekten bahsetmek istiyorum. Ben Sakarya’da doğdum büyüdüm. Bilen bilir Sakarya için en önemli aperatif yemeklerden bir tanesi tavuk dönerdir ve belki de en güzel tavuk döneri Sakarya’da yersiniz. Tavuk döner özellikle uygun fiyatıyla öğrenci ve esnafın klasik öğlen yemeği tercihidir. Ama hepimizin bildiği üzere bundan fazlası değil. Bir gurme lezzeti değildir, özel bir yemek hiç değildir. Hatta et döner varken genelde et yenir tavuk maddi olarak tercih edilen bir seçenektir. Kimse tavuk döner yemek için özellikle bir yere gitmez. Çıldıracağım, burada gidiyorlar. İşte bu Mustafa’s Gemüse Kebap dedikleri mekanı hemen hemen her turist rehberinde göreceksiniz. Günün hangi saatinde giderseniz gidin önünde her daim 100 kişilik kuyruk var. Burada satılan şey ise bildiğiniz normal “hatta kötü bile sayılabilecek” tavuk döner. Tek espirisi içine kızarmış kabak, patlıcan gibi sebzelerden koyup üzerine de peynir atması. O nedenle tee Türkiye’den gelip bir tavuk dönercinin önünde 40 dakika beklemek bana saçma geliyor.

Dil

Berlin’e gelmenin en güzel yanlarından bir tanesi de dil konusunda sıkıntı çekmeyecek olmanız. Burası neredeyse bir Türk şehri. Dediğim gibi 200bin Türk yaşıyor ve hayatın her alanındayız. O nedenle muhattap olacağınız tezgahtardan, taksi şöförüne kadar herkesin Türk çıkma ihtimali %80. O nedenle rahat olun. Yine de şuradan gezi için temel bir kaç kalıp öğrenebilirsiniz http://www.fluentu.com/german/blog/common-useful-german-travel-phrases-vocabulary-words/

Bütçe

Bu hafta sonu turu için ekleri saymaz isek uçak bileti de dahil 500 € gibi bir rakamdan bahsedebiliriz. Bu rakam 2 kişilik bir çift için uçak bileti otel ve temel yeme içme masraflarının toplamını temsil etmektedir :)

Evet girişi yaptık ve şimdi tur kısmına geçeceğiz ama son olarak yanınıza almanızı tavsiye edeceğim bir kaç şeyi de sıralayıp öyle devam edeyim. Bunlar mutlaka yanınızda bulunsun.

Para: Benim buraya taşındığımdan beri en şaşırdığım şeylerden biri kredi kartının birçok yerde geçmiyor olması oldu. O nedenle mutlaka yanınıza nakit para alın. Sonra açıkta kalmayın. Euro’yu da Türkiye’deyken alın burada TL-Euro dönüşümü daha masraflı oluyor.

Battaniye: Şehir park bahçe dolu. O nedenle atıp battaniyenizi mis gibi yayılabilir, ufak piknikler yapabilirsiniz. Yanınızda ince bir battaniye ya da örtü bulundurun.

Metro haritası: https://www.s-bahn-berlin.de/pdf/VBB-Liniennetz.pdf şuradan indirip çıktı alın yanınızda dursun. S olanlar banliyö U olanlar metro hattı.

Harita: Here Maps. Eee bizim firmaya biraz kıyak geçeceğiz artık :) Şaka bir yana Here Maps’I mutlaka indirin. Daha sonra Almanya haritasını da ücretsiz şekilde uygulamaya indirebilecek böyle internet bağlantınız olmadan da Berlin’deyken haritayı kullanabileceksiniz. https://pages.here.com/app/?cid=heremarketing-fw-internal-na-acq-na-externalsource-g0-19-2

Konsolosluk Telefonu: +49 30 30 807090 Berlin konsolosluğu. Her ihtimale karşı yanınızda bulunsun numarası.

Yağmurluk: Hazırlıklı olun :)

Tamam tamam uzattım farkındayım. Şimdi tura başlıyorum. Ne demiştik Cuma öğleden sonra buraya geldiğinizi farz ettik ve gezimizi ona göre kurguladık. Haydi o zaman;

2 günlük Berlin turu

Cuma öğleden sonra geldik. Havalimanında otelimize ulaştık, yerleştik ve ilk gün gezimize hazırız. İlk durağımız ünlü Kreuzberg. Otele yakın bir metro durağına gidip haritayla takip ederek Kottbusser Tor durağına ulaşmaya çalışacağız. https://her.is/26j8zIv

Kreuzberg Küçük İstanbul diye de adlandırılan Berlin’in en Türk yerlerinden bir tanesi. Bu nedenle gezimize buradan başlıyoruz. Şimdi buranın hikayesi şu. Buraya çalışmak için gelen ilk Türk’leri bu şehrin kötü sayılabilecek semtlerinden olan Kreuzberg’e yerleştirmişler. Gel zaman git zaman burası büyüyerek tam bir Türk mahallesi halini almış. Fakat duvar sonrası ve özellikle 2000'lerin başında buraya ucuz olduğundan dolayı yavaş yavaş öğrenciler de gelmeye başlamış, ardından ufak ufak sanatçılar filan derken Kreuzberg şu anda şehrin en ilginç yerlerinden birisi halini almış durumda. İstanbul’da bu değişimin bir benzeri Cihangir’de yaşandı, önceden kimse yüzüne bakmazken bir iki tanınmış isim buradan ev alınca birden semtin havası değişti. Krezuberg’de aynı hesap.

1222308112_03dea65375

Eminim şu resmi bir çoğunuz görmüştür. İşte Kreuzberg bu denli Türk bir yer. Akşam otelimizden buraya gelerek öncelikle isterseniz karnınızı doyurun. Önceden dediğim Hasır restoran burada. Ayrıca onlarca irili ufaklı restoran da var. Hasır yerine daha uygun bir alternatif isterseniz Metro’dan çıktığınız gibi sola doğru gidip Konyalı’da döner ya da etli ekmek gömebilir ya da Konyalı’nın önünde bulunan İstanbul süpermarketten alışverişinizi yapabilirsiniz. Unutmayın Pazar Berlin’de hemen hemen her yer kapalı. O nedenle marketten birşey alacaksanız ya bu Cuma gecesi ya da Cumartesi halledeceksiniz. Evet yemeğimizi yedikten sonra hemen bu Kreuzberg Merkezi yazısının olduğu caddeden devam ediyor düz gidiyor ve 4 yol ağzına gelince sağa dönüyoruz. Burası boydan boya Görlitzer Bahnhof’a kadar “Bu arada Bahnhof tren durağı gibi bir anlamda ve Hauptbahnhof ise ana tren istasyonu ya da tren garı manasına geliyor” kafeler ve barlarla dolu. Işte bu geceyi buralarda bira içip eğlenerek geçiriyoruz. Geze geze tüm caddeyi teee Görlitzer Bahnhof’a kadar tavaf edip ilginç yerler keşfedebilir, ot içen bir insansanız :) da Görlitzer Bahnhof istasyonunda sabah akşam dikilen tiplerden nevalenizi temin edebilirsiniz. Unutmayın bu yasal değil. Berlin Amsterdam değil. En azından kağıt üzerinde.Gezimizin ilk gecesini sadece Krezuberg ve eğlenme mevzusuna ayırıp otelimize dönüp yatıyoruz. Cumartesi uzun bir gün olacak. Ortalama 20bin adım atacağız ona göre hazırlanıp yatalım. Sabah 7'de herkesi ayakta görecem.

Cumartesi geldi çattı ve gezimizin ikinci ve yorucu gününe başlıyoruz. İlk durağımız ise Checkpoint Charlie.

Checkpoint Charlie

Harita: http://her.is/22oDHXu

Yakın metro durağı: U2 Kochstraße

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Checkpoint_Charlie

Checkpoint Charlie (Çarli Kontrol Noktası), bölünmüş Berlin’de Doğu-Batı geçiş noktası Helmstedt (“Alpha”) ve Dreilinden’den (“Bravo”) sonra 1961 senesinden 1990 senesine kadar üçüncü ittifak geçiş noktası olarak kullanılan geçiş kapısıdır. Bu geçiş kapısı sadece müttefik askerleri, büyükelçiler, bu kişilerin aileleri, yabancılar, Federal Almanya’nın Demokratik Almanya’daki temsilcileri ve çalışanları ve Demokratik Alman üst düzey yöneticileri tarafından kullanılabiliyordu.

Doğu ve Batı Berlin arasındaki ittifak birliklerinde görev yapanların karşılaşma noktası olan yer aynı zamanda doğu-batı arasındaki trafiğin de en yoğun olarak gerçekleştiği bölge oldu. II. Dünya savaşının bitiminden sonra 27 ekim 1961'de bu noktada karşı karşıya gelen Sovyetler Birliği ve ABD asker ve panzerleri 16 saat boyunca tek bir kurşun atmadan karşılıklı beklemişlerdir. O tarihte atılacak tek kurşunun 3. Dünya Savaşının başlangıcı olacağı düşünülmektedir. Söz konusu gerginlik, zamanın ABD başkanı J. F. Kennedy nin sovyet başkanıyla yaptığı görüşmeler sonucunda giderilmiştir. Kasım 1998 tarihinden beri Frank Thiel tarafından hazırlanmış olan Sovyet ve Amerikalı asker portreleri 1961 yılında ultimatomların verilmesinden sonra karşı karşıya gelen iki tarafın panzerlerini temsil ediyor. Soğuk Savaş’ın diğer kalıntıları olarak ise bariyerler, geçiş noktası sinyal sistemi ve Berlin Duvarı anıtı bu alanda sergileniyor. Günümüzde söz konusu noktada geçmiş tarihlerde dünya savaşına neden olabilecek büyüklükte olan ama atlatılan krizler, bilbordlar şeklinde anlatılmaktadır. Söz konusu krizler örnek olarak “Küba Füze Krizi” olarak da bilinen, Sovyetler Birliği’nin Küba’ya nükleer silah yerleştirmesi gösterilebilir. Buradaki ABD sektörüne ait kontrol kulübesi orijinal değildir, orijinali Müttefikler Müzesinde’dir.

Checkpoint_Charlie_Berlin

Bulunduğumuz yerden metro haritasına göz atarak U2 metrosunun Kochstraße durağına doğru yola koyuluyoruz. Burası doğu batı olarak bölünmüş Almanya’nın en önemli geçiş noktalarından bir tanesi idi. Duvar açıldıktan sonra turistik bir yer haline gelmiş. Etrafında hala duvardan kalıntıların olduğu sergi yerleri var. Ayrıca bir kaç ücretsiz müze de mevcut. Bölgeyi keşfi size bıraktıktan sonra gezimizin bu kısmını 30 dakika ile sınırlandırmanızı tavsiye ederim. Daha sonra Checkpoint Charlie’nin olduğu caddeyi sonuna kadar yürüyerek gezmeye başlıyoruz. Burası Friedrich caddesi. Ünlü mağazaların, şık kafelerin olduğu güzel bir gezi rotası. Bu caddenin sonunda ise Friedrichstr. Bahnhof denilen nispeten ufak bir Tren garı var. Ulaşmak istediğimiz yer orası. Ama yol üstünde tavsiye edebileceğim bir kaç yer var. Kaliteli bir kahve içmek isterseniz hemen daha yolun başında Checkpoint Charlie’ye yakın Einstein kafeyi tavisye ederim. Eğer kahvaltı yapmadıysanız bir kahve bretzel yapıp öyle devam edebilirsiniz. Yol üstündeki kafelerde, mağazalarda vakit geçirebilir, tren garına yaklaşırken sağ tarafta bulunan VW grubun hem tarihini hemde son model Audi, Bentley filanlarını sergilediği Drive isimli bir müze-mağaza karışımı yeri var. Araba olaylarından hoşlanıyorsanız güzel bir 20 dakika geçirebilirsiniz. Aynen buraya çok yakın Mercedes’in de benzer konseptte bir mağazası var. Drive’a varmadan Unter den Linden isimli bulunduğunuz caddeyi 4 yol gibi kesen cadde üzerinde Mercedes Benz showroomuna da uğrayıp öyle devam edebilirsiniz. Yeterki sonunda Friedrichstr. Bahnhof’a ulaşın. Çünkü ikinci durağa buradan devam edeceğiz. Friedrichstr. Bahnhof’a geldik. Şimdi burada tabelaları takip ederek S7 isimli banliyö trenini bulacak ve Ahrensfelde Bhf yönüne giden trene bineceğiz. 5 durak sonra S+U Warschauer Str. durağında iniyor ve 500 metre kadar nehir tarafına yürüyoruz. Karşımızda East Side Gallery.

Eee Berlin’e kadar geldik duvarı görmeden mi gideceğiz? Arkadaşlar bu Berlin duvarından kalan en büyük parça. Bunu sanatçılar çeşitli dönemlerde resimlerle süsleyerek bir galeri haline getirmiş.

East Side Galery

Harita: http://her.is/1ELnK0k

Yakın metro durağı: U1 Schlesisches Tor ve U1 Warschauer Straße

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/East_Side_Gallery

The East Side Gallery is an international memorial for freedom. It is a 1.3 km long section of the Berlin Wall located near the centre of Berlin on Mühlenstraße in Friedrichshain-Kreuzberg. The actual border at this point was the river Spree. The gallery is located on the so-called “hinterland mauer”, which closed the border to West Berlin.

Resim Kaynak: http://blog.young-germany.de/2014/05/graffiti-vs-street-art-at-berlins-east-side-gallery/

East_Side_Gallery

1.5 km kadar devam eden bir galeri. Nehire paralel devam ediyor. Biz izleye izleye nehir kenarından devam ediyor ve galerinin sonuna kadar gidiyoruz hatta orada da durmuyor bir sonraki durağımız olan Alexanderplatz’a kadar yaklaşık 30 dakika yürüyoruz. İsterseniz az önce geldiğiniz banliyö istasyonundan da Alexanderplatz’a giden S5 veya S7 trenlerini kullanabilirsiniz ama bence yürüyün. Nehir kenarı hoş bir rota.

eastside to alex

Sonunda Alexanderplatz’a ulaştık. Şu anda eski Doğu Berlin’in merkezindesiniz. Burası benim en sevdiğim meydanlardan bir tanesi. Öncelikle Almanya’ya gelmişken elektronik birşeyler alalım derseniz Satürn burada ve hemen arkasındaki Alexa alışveriş merkezinin içinde MediaMarkt var. Euro 3.5 TL seviyesindeyken maalesef Türkiye’ye göre büyük bir fiyat avantajınız olmayacak ama gene de isterseniz buradan halledebilirsiniz.

Alexanderplatz, Weltzeituhr ve Berliner Fernsehturm
Harita:http://her.is/1KmHHLi
Yakın Metro Durağı: Alexandarplatz Bahnhof
Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Alexanderplatzhttps://tr.wikipedia.org/wiki/Berliner_Fernsehturmhttp://berlin.barwick.de/sights/local/world-time-clock-weltzeituhr.html
In the 1970s, Alexanderplatz became an experiment in socialist urban aesthetics. The square is the home to the World Time Clock, a continually rotating installation that shows the time around the globe and Hermann Henselmann’s Haus des Lehrers.
Resim Kaynak: Wikipedia

Alexanderplatz_in_Berlin_-_Panorama

Meydanın kendisi dışında burada göreceğimiz iki önemli yapı var. Bunlardan ilki dünya saati. İlginç bir mekanik saat olan yapı hemen meydanda bulunuyor. Bunu görüp meydanın tadına vardıktan sonra az ileriye devam ediyor ve Berlin’in sembolü olan televizyon kulesi ya da Almanca adı olan Fernsehturm. Şehirdeki en uzun yapı bu. Zaten şehrin her yerinden görebiliyorsunuz. Üst kısmına çıkıp tüm şehri yukarıdan görmek güzel bir deneyim ama bunu yapmak isterseniz mutlaka öncesinde sitesine girip bileti alın ve rezervasyon yapın. Yoksa en az 2 saat sıranın size gelmesini beklersiniz. https://tv-turm.de/en/homepage/ sitesinden bilet alabilirsiniz. Artık öğlen de olduğuna göre artık yemek vakti. Almanya’nın Bavyera “Münih” tarafında değiliz ama eğer Almanya’ya kadar gelmişken bir geleneksel Bavarian bira evi konseptine şahit olmak isterseniz bu tv kulesinin yakınında böyle bir mekan var. İsmi Hofbräu. Meydandaki Galeria alışveriş merkezinin arkasından Pranzlauer Alle yolundan devam edin 200 mt sonra ileride sağda bu mekanı görebileceksiniz. Hem bira içip hem geleneksel Alman yemekleri yiyerek yolumuza buradan devam edebiliriz. Yola koyulma vakti. Alexanderplatz meydandan Fernsehturm’un da bulunduğu nehir tarafına doğru 500 mt kadar yürüyerek bir sonraki hedefimiz olan Nikolai kilisesine doğru gidiyoruz.

Yanlış bilmiyorsan bu kilise Berlin’deki en eski kilise ve çevresi ise Berlin’in eski kalbi sayılıyor.

Nikolaiviertel ve Nikolai Kilisesi
Harita: http://her.is/258mIYd

Yakın metro durağı: Alexandarplatz Bahnhof

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nikolai_Kilisesi

Founded about 1200, the Nikolaiviertel (Nicholas’ Quarter) of Alt-Berlin, together with the neighbouring settlement of Cölln, is the reconstructed historical heart of the German capital Berlin. It is located in Mitte locality (in the homonymous district), five minutes away from Alexanderplatz.

Resim Kaynak: https://maps.here.com/germany/berlin/museum/nikolaikirche--276u33dc- dd2ec629c86d4b379ed67aedac3363f2?map=52.5165,13.4071,16,normal&msg=Nikolaikirchedd2ec629c86d4b379ed67aedac3363f2?map=52.5165,13.4071,16,normal&msg=Nikolaikirche

Nikolaikirche_Berlin_Fernsehturm

Çok güzel bir kilise ve çok güzel binalarla çevrelenmiş durumda. Mutlaka buraya da uğrayarak yolumuza buradan nehri solumuza alacak şekilde 500 metre kadar devam ediyor ve Berliner Dom’a varıyoruz.

Berlin’in en ünlü yapılarından biri olan Katedral görkemli bir şekilde bizi karşılıyor. 7 €’luk ücretini verip içini gezebilir, en tepeye çıkarak şehri tepeden görebilirsiniz. Ama bana sorarsanız binayı dışından izleyerek turumuza devam etmeniz. Yine de karar sizin.

Berlin Katedrali — Berliner Dom

Harita: https://her.is/1b5cYqj

Yakın metro durağı: Alexandarplatz Bahnhof

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Katedrali

Katedral ilk olarak 1700lerin ortasında Johann Boumann tarafından Barok tarzında tasarlanmıştır. 1822'de Karl Friedrich Schinkel neo-klasik bir tarzda yapıyı yeniden modellemiştir. 1894 yılında Alman imparatoru II. Willhelm kilisenin yıkılarak yeniden yapılmasını emretmiştir. Mimar Julius Raschdorff tarafından yeniden Neo-barok tarzında tasarlanan katedral 1905 yılında bitirilmiştir. II. Dünya Savaşı boyunca ağır hasar gören katedral, 1975–1981 yılları arasında bu kez mimar Günter Stahn tarafından tasarlanarak yeniden yapılmıştır.

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Katedrali

Berliner_Dom_vor_Sonnenuntergang

Buradan çok uzaklaşmıyoruz. Hemen yanı başında bulunan Altes müzesini de görmek için 20 metre kadar ilerliyoruz.

Eski müze şehirdeki benim en sevdiğim binalardan biri.

Altes Museum

Harita: https://her.is/1T5ZLON

Yakın metro durağı: Alexandarplatz Bahnhof

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Altes_Museum

Mimar Karl Friedrich Schinkel tarafından neo klasik mimari tarz ile tasarlanan bina 1823 ile 1830 yılları arasında, Prusya Kraliyet Ailesi sanat koleksiyonunu sergilemek amaçlı, inşa edilmiştir ve de 1845 yılına kadar Kraliyet Müzesi olarak adlandırılmıştır.[1]İkinci Dünya Savaşı’nda oldukça hasar gören bina, savaştan sonra bir süre kullanılmamıştır. 1966 yılında geçirdiği restorasyon çalışmasından beri antik eserler bu müzede sergilenmektedir.

Altes Museum Berlin şehrinin Lustgarten denen bölgesinde yer alıp Berlin Şehir Sarayı’na (Almanca: Berliner Stadtschloss) ve Berlin Katedrali’ne (Almanca: Berliner Dom) oldukça yakındır.

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Altes_Museum

Berlin-old-museum

Yine müzeyi gezip gezmemek size kalmış. Benim tavsiyem müze gezisi hakkınızı bir sonraki durağa saklamanız. Çünkü hedefte hemen Altes Museum’un arkasında bulunan Müzeler adası var.

Müzeler adası Altes Museum’un hemen arka tarafında bulunuyor. Aslında Altes Museum da buna dahil. İçerisinde 5 müze barındıran bir kompleks.

museuminsel

Museumsinsel — Müzeler Adası

Harita: https://her.is/1Pv6a7T

Yakın metro durağı: Alexandarplatz Bahnhof

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCzeler_Adas%C4%B1

Müzeler Adası (Almanca: Museumsinsel), Almanya’in başkenti Berlin’in Mitte ilçesinden geçen Spree Nehri’nin üzerinde bulunan küçük bir adanın kuzey kısmında bulunan tamı tamına 1 kilometrekarelik alana sahip müzeler kompleksi. 1990'da iki Almanya’nın da birleşmesiyle 1945'ten bu yana doğu ve batıya bölünmüş olan koleksiyonun yeniden bir araya getirilme imkânı belirdi. Müzeler Adası, 1999'dan beri UNESCO’nunDünya Mirasları Listesi’nde bulunmaktadır.

Adını kuzeyinde bulunan uluslararası çapta tanınan 5 müzeden alan kompleksin müzeleri:

  • Altes Museum: (Eski Müze) Karl Friedrich Schinkel’in siparişi üzerine 1830'da tamamlandı.
  • Neues Museum: (Yeni Müze) Friedrich August Stüler’in planlarına göre 1859'da tamamlandı. Destroyed in II. Dünya Savaşı’nda yıkılan müze, David Chipperfield tarafından yeniden inşa edildi ve 2009 yılında yeniden açıldı.
  • Alte Nationalgalerie: (Eski Ulusal Galeri) 1876'da tamamlanan müze, aynı zamanda Friedrich August Stüler tarafından tasarlandı, banker Joachim H. W. Wagener tarafından bağışlanan 19. yüzyıl sanat eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.
  • Bode Müzesi: Adanın kuzey ucunda bulunan müze, 1904'te açılmıştır ve sonrasında Kaiser-Friedrich-Museum olarak adlandırılmıştır. Heykel koleksiyonlarını, geç dönem antik ve Bizans sanat eserlerini sergilemektedir.
  • Pergamonmuseum: kompleksin son müzesi 1930'da inşa edilmiştir. Büyük bir şekilde yeniden kurulmuş çoklu ve tarihsel olarak önem teşkil eden eserleri bulundurmaktadır.

Yılda yaklaşık 3 milyon ziyaretçiyi ağırlayan müzeler kompleksi,[1] 1999'da UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ne eklenmiştir.

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCzeler_Adas%C4%B1

1280px-AlteNationalgalerie_1a

Buradaki tüm müzeleri gezmek istersek 2 gün ancak yeter açıkcası. Ki bence vaktiniz uzunsa değerlendirin hepsi birbirinden değerli müzeler. Ama bir tane seçmeniz gerekirse bu, zamanında Bergama’dan sökülüp götürülenlerin sergilendiği ayrıca içinde İslam eserleri bölümü de bulunan Pergamonmuseum olsun. Malesef henüz Bergama bölümü restorasyonda. Ama sizin geldiğiniz tarihte belki yeniden açılmış olur. Bir internetten kontrol edin. Bergama bölümü açık olmasa bile iyi bir alternatif. Böyle böyle müze gezimizin de sonuna geldik ve yolun bundan sonrasına katırlarla devam edeceğiz. Önümüzde Brandenburg kapısına doğru 20 dakikalık bir yolculuk var.

brand

Evet biraz ayaklarımıza kara sular indi ama sonunda Berlin’in en önemli simgesine ulaştık. İşte karşımızda tüm ihtişamıyla Brandenburg Kapısı.

Brandenburg Kapısı — Brandenburger Tor

Harita: https://her.is/20Bsrmg

Yakın metro durağı: Brandenburger Tor U55

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Brandenburg_Kap%C4%B1s%C4%B1

Brandenburg Kapısı (Almanca: Brandenburger Tor) Almanya’nın Berlin şehrinin ana sembollerinden biridir. Hemen kuzeyinde Reichstag bulunur. Soğuk savaş boyunca, Reichstag Batı Berlin’de, Brandenburger Kapısı Doğu Berlin’de bulunmuştur. Kapı 1788–1791 yılları arasında yapılmıştır.

Resim kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Brandenburg_Kap%C4%B1s%C4%B1

Brandenburger_Tor_abends

Size gereksiz bir bilgi vereyim de öyle devam edelim. Bu kapıya ait meydanda bulunan Hotel Adlon zamanında Michael Jackson’ın olay olan camdan bebeğini gazetecilere göstermek için sarkıttığı olayın meydana geldiği yer. Evet bu gereksiz bilgimizi de alıp fotoğraf makinelerini çantaya koyup yola koyuluyoruz. Kapıdan çıkıp sola dönüp 500 mt kadar yürüyeceğiz, istikamet Katledilen Avrupalı Yahudi’ler anıtı.

memorial

Berlin’in bir diğer önemli simgesi olan Yahudi anıtını görmezsek olmaz.

Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı — Denkmal für die Ermordeten Juden Europas -Holocaust Memorial

Harita: https://her.is/23HfLM1

Yakın metro durağı: Brandenburger Tor U55, Mohrenstraße U2

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Katledilen_Avrupal%C4%B1_Yahudiler_An%C4%B1t%C4%B1

Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı (Almanca: Denkmal für die Ermordeten Juden Europas) veya Holokost Anıtı (Almanca: Holocaust-Mahnmal) Almanya’nın başkenti Berlin’de Holokost’da hayatlarını kaybetmiş Yahudilere adanmış bir anıt mezardır.

ABD kökenli bir mimar olan Peter Eisenman ve Birleşik Krallık kökenli bir mühendislik firması olan Buro Happold tarafından tasarlanmış olan anıt mezara 19.000 metrekarerlik bir alana yayılmış 2.711 adet beton bloklardan oluşmaktadır. Bu betonarme bloklara dik enine yükselen yekpare kütleler olmaları nedeniyle stel de denir.[1]

Her biri 2.38 metre uzunluğunda, 0.95 metre genişliğinde ve 0.2 ile 4.8 metre arası değişen yüksekliğe sahip bu stel kütlelerin üzerinde Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve efsanelerini kapsayan dini metinlerden oluşan Talmud’un birer sayfası yer almaktadır. Anıt mezarın tasarımcısı Peter Eisenman’a göre bu tasarımın amacı oldukça rahatsız edici ve kafa karıştırıcı bir ortam yaratmaktadır; böylelikle bu tasarımlar sözde düzenli olan bir sistemin insanlıkla bağının kopmasını simgelemektedir.

1 Nisan 2003’te başlayan Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı’nın inşaatı 15 Aralık 2004 tarihinde tamamlandı. İkinci Dünya SavaşıSavaşı’nın bitişinin 60. yılı olan 10 Mayıs 2005’te açılış töreni yapılan bu mekân halkın ziyaretine 12 Mayıs 2005’te açıldı. Tamamlandığı dönemde anıtın inşaatı yaklaşık 25 milyon avroya maloldu.[2]

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Katledilen_Avrupal%C4%B1_Yahudiler_An%C4%B1t%C4%B1

800px-Holocaust_memorial_tree

Bu önemli anıtı da gördükten sonra aynen geldiğimiz yoldan geri dönerek kapıya ulaşıyor orada ters istikamette devam edip kendimizi Almanya Parlamento Binasına atıyoruz.

Bina çok görkemli bir yapı ve etrafı her zaman cıvıl cıvıl. Burada güzel bir mola vererek kısa bir dinlence yapabilirsiniz.

Reichstag — Almanya Parlamento Binası

Harita: https://her.is/1JE5zI0

Yakın metro durağı: Bundestag U55

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Reichstag

Reichstag (Türkçe okunuşu: Rayhştag), Adolf Hitler’in Almanya’nın başına geçişine kadar Almanya Parlamentosu’nun toplandığı yerin ismidir. Bugün Almanya Parlamentosu yine aynı isimli binada,Berlin’de bulunmaktadır.

1870’li yıllara kadar çeşitli bölgelerde birçok bina Almanya Parlamentosu olarak hizmet verdiyse de doğan ihtiyaçtan dolayı 1882 yılında bir mimarlık yarışması düzenlendi. 189 aday arasından Frankfurt kökenli bir mimar olan Paul Wallot yarışmayı kazandı. 1884 yılında başlanan inşaat 1894 yılında tamamlandı. [1]

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Reichstag

Reichstag_pano

Binanın içini gezme imkanınız var ama öncesinde sitesinden rezervasyon yaptırmak zorundasınız. https://visite.bundestag.de/BAPWeb/pages/createBookingRequest.jsf?lang=en adresinden rezervasyon yaptırabilirsiniz. Biz ise burada durmuyor dinlendikten sonra kapıya dönüyoruz ve oradan bugünlük son hedefimize doğru yola çıkıyoruz. Bugünki son hedef Berlin zafer sütunu. Ama ondan önce başka bir konudan bahsedeceğim. Arkadaşlar Berlin Almanya’nın en büyük 2. parkı olan Tiergarten’ı barındıran bir şehir. Tam kapının önünden başlayan ve 210 hektar alanı kapsayan kocaman bir park.

tier

İşte Tiergarten burası ve biz yürüyerek ortasında bulunan sütüna gideceğiz. Ama artık akşam olmak üzere. Bu mis gibi parkı akşam yemeği için değerlendirmeye ne dersiniz. Uygun bir alan bulun ve serin örtünüzü. Ayaklar toprağa temas etsin. Yürüyüşün yorgunluğu üzerine hafif bir piknik tarzı akşam yemeği iyi gelecek. Ve son istikamete doğru yola koyulacağız.

İşte tüm ihtişamıyla Zafer Sütunu ya da nam-ı diğer büyük yıldız karşımızda.

Berlin Zafer Sütunu — Siegessäule — Großer Stern

Harita: https://her.is/1T63RXg

Yakın metro durağı: Tiergarten S5

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Zafer_S%C3%BCtunu

Siegessäule (yardım·bilgi)), Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan bir anıt. 1864 yılında Heinrich Strack tarafından İkinci Schleswig SavaşındakiPrusya zaferinin anısına tasarlanmıştır. 2 Eylül 1873'teki açılışına kadar Prusya 1866 Prusya-Avusturya Savaşı ve 1870–1871 Fransa-Prusya Savaşı’nda da zaferler kazandığı için anıt bu savaşlara da atfedilmiştir. Orijinal plandan farklı olarak, birleşme savaşları olarak anılan bu zaferler,Friedrich Drake tarafından tasarlanan 8.3 metre boyunda ve 35 ton ağırlığındaki Victoria heykelinin eklenmesi için de ilham kaynağı olmuştur. Yapılara isim takmayı seven Berlinliler anıta “Altın Else” anlamına gelen Goldelse adını vermiştir.[1]

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Berlin_Zafer_S%C3%BCtunu

Hoş

gros

Ve günü bitirdik artık buradan geriye yürümenizi istemeyeceğim. Zaten halinizde kalmadı. Hemen bu sütunun yanındaki duraklardan bekleyerek 100 numaralı otobüsü kullanıp Alexanderplatz’a geri dönebilir ve oradan da hemen hemen şehrin her yerine aktarma yapabilirsiniz.

Şimdi bugünle ilgili son bir şey daha ekleyip kapatacağım. Berlin Avrupa’nın elektronik müzik başkenti olarak geçiyor. O nedenle iyi DJ’ler dinleyebileceğiniz güzel mekanlar var. Tüm Cumartesi gezdik, yorgunluktan ölüyorum demezseniz aşağıda listesini verdiğim mekanları sayfalarından kontrol edip kafanıza uygun bir etkinlik olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.

Prince Charles: http://princecharlesberlin.com/ adresinden detaylarına ulaşabilirsiniz. Gayet şık ve elit bir mekan.

Ritter Butzke: http://club.ritterbutzke.com/ 3 katlı bir dans ve günah yuvası :) Bizim evin dibinde, sabah çıkışta kahvaltıya beklerim :)

Water-Gate: http://water-gate.de/ Nehir kenarında klas bir mekan. İçlerinden benim en beğendiğim bu.

Berghain: http://www.berghain.de/ En ünlüsü bu. Cuma gecesi açılıp Pazar gecesine kadar 48 saat süren partiler mevcut. Ama kapısında her daim uzun kuyruklar var. Değer mi bilmem. Elektronik müzik tutkunuysanız Berlin bu işin başkenti, işte burası da parlamento binası.

Solar Bar: http://www.solarberlin.com/ Benim gibi orta yaş batağına saplandıysanız :) kesinlikle daha sakin yerler arıyorsunuz. Maksat hafif bir müzik eşliğinde bir kokteyl içerken sohbet ederek manzaranın tadına varmak ise mekanınız bu.

İlk günü böylece bitirdik. Şimdi sizlere bu yazıda biraz uzun ve imkansız gelmiş olabilir ama bu rotayı biz 4–5 defa birebir uyguladık. Özellikle Alexanderplatz ve sonrası hep yakın mekanlar olduğundan hızlıca geçilebiliyor. Ama sabah erken başlamak şart. Yoksa saat 1'de bu tura başlarsak bitmez. Şimdi marş marş yatağa. Sabah kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Günaydın, umarım güzel ve güneşli bir Pazar gününe uyandınız. Bugün, dün takip ettiğimiz rota gibi yorucu bir tur rotamız yok. Daha sakin ve kısa bir rotayı gezeceğiz. Günü 2 ünlü yeri ziyaret ederek geçireceğiz. Bu 2 mekan ziyaretinin arasında ise çevredeki hoş mekanlara göz atacağız. Haydi o zaman sabahı kahvaltıyla açalım.

cafeamneuensee

Dün biraz tadına vardığımız Tiergarten’ın bugün tam anlamıyla tadını çıkarma zamanı. Eğer piknik sever bir kişilik iseniz nevaleyi kapıp Tiergarten içinde güzel bir mekana konuşlanıp piknik yapabilirsiniz. Ama bunun yerine hem ufaktan kahvaltı yapıp hemde Alman birasına doymak gibi bir plan sizin için uygun ise gideceğimiz mekanın adı Cafe am Neuen See. Tiergarten’ın içerisinde bulunan mekan açık ve kapalı bölümleri bulunan bizdeki aile çay bahçesi konseptinde güzel bir yer. Kuş cıvıltıları altında bir kaç güzel saat geçirip ilk mekanımıza buradan gidebiliriz.

Bugün gideceğimiz ilk mekan Alman Teknik Müzesi. Cafe Am Neuen See’den çıkıp biraz yürüyerek U Wittenbergplatz metro durağına yürüyeceğiz ve oradan U2 metrosuna binerek U Gleisdreieck durağından ineceğiz. Durağın hemen yan tarafında bizi damına asılı duran kocaman eski savaş uçağıyla Teknik Müze karşılayacak.

cafetomuseum

Alman Teknoloji Müzesi — Deutsches Technikmuseum

Harita: https://her.is/1W5ka7A

Yakın metro durağı: Gleisdreieck U1

Wikipedia: https://en.wikipedia.org/wiki/German_Museum_of_Technology

Deutsches Technikmuseum Berlin (German Museum of Technology) in Berlin, Germany is a museum of science and technology, and exhibits a large collection of historical technical artifacts. The museum’s main emphasis originally was on rail transport, but today it also features exhibits of various sorts of industrial technology. In 2003, it opened both maritime and aviation exhibition halls in a newly built extension. The museum also contains a science center called Spectrum.

Resim Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/German_Museum_of_Technology

1024px-0106-01b_DTMB

Buraya kadar gelmişken bu müzeyi görmeden gitmek olmaz. Almanlar malum mekanik konusunda aşmış bir topluluk. İşte bu hünerlerine şahit olmak için bu müzeden daha iyi bir alternatif yok. En alt katında tren, orta katında gemi ve en üst katta uçak mekaniği hünerlerine şahit olabileceğiniz mekanın benim en beğendiğim kısmı alt kattaki Tren sergisi oldu. 150 yıllık Alman üretimi trenleri yan yana görmek müthiş bir deneyim. Bu olaylara ilginiz var ise bayılacaksınız. Mükemmel bir 3 saati garanti ediyorum.

Müze gezimizi de tamamladıktan sonra bir sonra ki mekan için yola koyulma vaktimiz geldi. Geldiğimiz metro istasyonuna geri dönüyor ama bu sefer U1 metrosunu buluyor ve Uhlandstr. tarafına giden trene atlıyoruz. Hedefimiz Wittenbergplatz durağında inmek.

Evet bu tarihi metro istasyonunun tadına varıp kendimizi Tauentzienstraße’ye atıyoruz. Arkadaşlar şu anda Berlin’in Taksim’inde bulunuyorsunuz. Eski Batı Berlin’in merkezi olarak burayı görebiliriz. Gezimizin buradan sonraki kısmı bu cadde üzerinde takılmak. İlk önce metrodan çıktıktan snra 300 metre yürüyerek Kaiser Willhelm Anıt Kilisesine ulaşıyoruz.

Kaiser Wilhelm Anıt Kilisesi — Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche

Harita: https://her.is/1KVvSvR

Yakın metro durağı: Kurfürstendamm U1

Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kaiser_Wilhelm_An%C4%B1t_Kilisesi

Kaiser-Wilhelm-GedächtniskircheBerlin’in Charlottenburg-Wilmersdorf ilçesinin Charlottenburg semtinde bulunan protestan kilisesidir. Kilise bugün Batı Berlin’in bir simgesi olarak görülüyor. Gedächtniskirche 1 Eylül 1895 senesinde büyük bir seremoni ile halka açıldı. Kilise Almanya imparatoru I. Wilhelm adına bir anıt olarak yapıldı. Kasım ayının 1943 senesinde Kilise bir bombardıman sırasında büyük hasar gördü ve bu hali ile bugünde duruyor. Kilise’nin bulunduğu yer Breitscheidplatz.

Resim Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kaiser_Wilhelm_An%C4%B1t_Kilisesi

800px-Berlin_Eiermann_Memorial_Church

Kiliseyi ziyaret ettikten sonra gezimiz artık son buldu. Buradan sonra uçak vaktine kadar kilise ve çevresinde takılıyoruz. Bu cadde baştan başa eğlence mekanları, alışveriş yerleri ve ünlü mağazalarla dolu. Kilisenin hemen karşısında Berlin’in en eski alışveriş merkezlerinden biri olan KaDeWe, ya da aşağı tarafta bulunan Eurpacenter alışveriş sevenler için güzel mekanlar. Geri dönüşte eşe dosta hediye edilecek ufak magnet v.b. hediyeler içinde Europacenter içindeki hediyelik eşya satan dükkanı tavsiye ederim. Tabiki de sahibi de çalışanlar da Türk. Yoksa şüpheniz mi var?

Evet arkadaşlar benden bu kadar. 2 günlük güzel bir tur olduğunu umuyorum. Peki Berlin’de görülmesi gereken tüm mekanlar bunlar mı? Tabiki de hayır. Daha gidilip görülecek bir çok mekan var. Bunun dışında Berlin’in hemen çevresinde gidebileceğiniz onlarca mekan var. Örneğin geçtiğimiz günlerde yazısını yazdığım toplama kampı. Ben yazının girşinde de dediğim gibi kendi gözlemlerime göre 48 saatlik bir süre için en mantıklı rotayı bulmaya çalıştım. O nedenle sadece benim dediklerime bakmadan internette araştırma yapmaya devam edin ve benim çizdiğim turda beğenmediğiniz loksayonlar var ise bunların yerine diğerleri ekleyin. Ben yine de bu rotanın en verimli rota olduğunu ve kısıtlı zaman içerisinde en fazla önemli mekan görmenizi sağlayacağını düşünüyorum. Ee buralara kadar gelmişken bir haber edin eğer karşılıklı fırsat bulursak bakarsınız birer kahve içeriz. Hoşçakalın.

--

--

ozgurozturknet

Cloud Solution Architect @MicrosoftDE | Geek in Chief @aytitech | Husband&Dad @home | 1l0l1l1l0l0l1l1l0l0l0l1l1l0l1l1l1 | https://ozgurozturk.net